Перевод: с турецкого на немецкий

с немецкого на турецкий

üst karşıtı

  • 1 alt

    alt
    1) \alt etmek ( fam) unterkriegen, bezwingen; ( yenmek) besiegen
    \altı alay üstü kalay ( fam) oben hui, unten pfui
    masanın \altı die untere Seite des Tisches
    masanın \altında unter dem Tisch
    bir şeyin \altını çizmek etwas unterstreichen
    bir şey bulmak için odanın \altını üstüne getirmek das Zimmer auf den Kopf stellen, um etwas zu finden
    2) ( giysi)
    \altına etmek ( fam) sich in die Hosen machen
    çocuğun \altını değiştirmek dem Kind die Windeln wechseln
    3) ( geriye kalan bölüm) Rest m
    bir işin \altından kalkamamak mit einer Sache nicht fertig werden können
    \altta kalanın canı çıksın ( fig) o ( fam) nach mir die Sintflut
    II adj Unter-, unter-
    \alt katta im Untergeschoss
    \alt yanı çıkmaz sokak ( fig) o ( fam) es führt zu nichts
    köyün \alt tarafında unterhalb des Dorfes

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > alt

См. также в других словарях:

  • üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sırt — is., anat. 1) Omurgalı veya omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm Arabacı katırın sırtına binmiş. F. R. Atay 2) anat. İnsanlarda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm, göğüs karşıtı 3) Kesici araçların kesmeyen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yukarı — is. 1) Bir şeyin üst bölümü, fevk, aşağı karşıtı 2) mec. Yetkili kimse Emir yukarıdan, çaresiz kaldık. 3) sf. Benzerleri arasında üstte bulunan Yukarı kat. 4) sf., mec. Aşama, sınıf, makam bakımından ileride olan O bizden yukarı sınıftandı. 5) zf …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kazak — 1. is., ğı, ask. 1) Rusya da ve İran da ayrı bir sınıf oluşturan atlı asker 2) sf., mec. Karısına söz geçirebilen, dediğini yaptırabilen erkek, kılıbık karşıtı 2. is., ğı, Fr. casaque 1) Baştan geçirilerek giyilen, genellikle kollu, örme üst… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tavan — is. 1) Bir yapının, kapalı bir yerin üst bölümünü oluşturan düz ve yatay yüzey, taban karşıtı Başını kaldırdı, dumanı otobüsün tavanına üfledi. H. Taner 2) mec. Bir şeyi değerlendirmede kabul edilen en yüksek seviye veya fiyat Yükseköğrenim… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»